PLC Seçiminde
Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
“PLC Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar"
başlıklı blog yazımızda, endüstriyel otomasyon süreçlerinde PLC seçerken nelere
dikkat etmeniz gerektiğini ele alıyoruz. Yazımızda, Programlanabilir Mantıksal Denetleyicilerin
ne olduğundan ve nasıl çalıştığından bahsediyor, doğru seçimi yapabilmeniz için
nelere odaklanmanız gerektiğini açıklıyoruz. Hangi kriterlerin seçimde
belirleyici olduğunu ve uygun Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciyi seçerken
nelere dikkat etmeniz gerektiğini anlatıyoruz. Verimlilik ve maliyet
optimizasyonu açısından doğru seçimin önemini vurguluyoruz. Okuyucularımızı,
sistemlerinin ihtiyaçlarını analiz etmeye ve doğru Programlanabilir Mantıksal
Denetleyiciyi seçmeye teşvik ediyoruz. Bu blog yazısını okuyarak, endüstriyel
otomasyon süreçlerinizde doğru kararları vermek için gerekli bilgiye sahip
olabilirsiniz.
PLC Seçiminde Dikkat Edilecek
Hususlar Nelerdir?
PLC seçiminde dikkat edilecek hususlar kısaca şu
şekildedir:
·
Giriş/Çıkış Sayısı
·
Giriş/Çıkış Tipleri
·
Programlama İmkanları
·
Çalışma Hızı
·
Sistem Genişlemesi ve İletişim
·
Hangi İmalatçı
·
Maliyet
olarak ifade edebiliriz. Şimdi her bir hususu detaylı bir
şekilde açıklayacağız. Hazırsanız başlayalım!
Giriş/Çıkış Sayısı
Kontrol sistemlerindeki işleyişi
yönlendiren giriş cihazları ve kontrol edilen komponentlerin sayısı genellikle
sabittir. Bu cihazların PLC ile etkili bir şekilde bağlanabilmesi için,
kontrolörün yeterli sayıda giriş ve çıkış bağlantı noktasına sahip olması
gerekmektedir. Bununla birlikte, kontrol sisteminin dışarıdan takip edilmesini
sağlayan aygıtların- örneğin sinyal lambaları, alarm cihazları gibi- sisteme
entegre edilmesi önemlidir. Bu aygıtlar, sistemin çalışma durumunu izlemek ve
gerektiğinde müdahale etmek için kritik öneme sahiptir.
Her kontrol sistemi farklı
gereksinimlere sahip olabilir, bu nedenle aygıt bağlantıları, özel sistem
gereksinimlerine uygun olarak yapılandırılmalıdır. Örneğin, belirli bir
endüstriyel işlemde kullanılacak olan kontrol sistemi, özel sensörler veya
aktüatörlere ihtiyaç duyabilir. Bu durumda, Programlanabilir Mantıksal
Denetleyicinin bu özel gereksinimlere yanıt verebilecek şekilde tasarlanmış
olması önemlidir.
Kontrol sistemlerinin başarılı bir
şekilde çalışabilmesi için, giriş cihazları, çıkışlar ve diğer bağlantı
noktaları arasındaki uyum ve entegrasyonun sağlanması kritiktir. Bu, sistem
performansını artırmak ve istenmeyen durumları en aza indirmek için gereklidir.
Dolayısıyla, kontrol sistemi tasarımı ve PLC seçimi aşamasında bu
faktörlerin dikkate alınması, sistemin verimli ve güvenilir bir şekilde
çalışmasını sağlayacaktır.
Giriş/Çıkış Tipleri
Giriş ve çıkış cihazları ile
kontrolör arasındaki elektriksel uyum, etkili bir kontrol sistemi için hayati
öneme sahiptir. Büyük güçlü anahtarların bulunduğu sistemlerde, temas
noktalarında oluşabilecek temas dirençleri ve titreşimlerin olumsuz etkilerini
en aza indirmek için özel önlemler alınmalıdır. Giriş cihazları elektriksel
sinyal gönderdiğinde, bu sinyalin ister AC ister DC olsun, gerekli
dönüştürücülerle uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Bu uyum, sistemin
güvenilirliği ve verimliliği açısından kritik bir rol oynar.
Özel giriş tiplerinin gerekli
olduğu durumlarda, bu gereksinimlerin de sisteme entegre edilmesi önemlidir.
Giriş ve çıkış tipleri, kullanılan cihazlara ve bu cihazların çalıştığı enerji
kaynaklarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Bazı cihazlar, kontrol
edilmeleri için röleli çıkışlar kullanırken, diğerleri ise triyak veya
transistör çıkışları ile kontrol edilir. (Transistör çıkışlı PLC’ler daha hızlı
reaksiyon verir.) Bu nedenle, kontrolörün bu farklı çıkış tiplerini
destekleyebilmesi, sistemin esnekliği ve uyumluluğu açısından önemlidir.
Giriş cihazlarının empedansı, PLC
giriş devresinin açma/kapama akımıyla uyumlu olmalıdır. Bu, cihazların doğru
bir şekilde çalışabilmesi ve sinyalin güvenilir bir şekilde iletilmesi için
gereklidir. Ayrıca, güç kaynağının çalışma gerilimi altında, çıkış devrelerine
yeterli akım sağlayabilmesi gerekmektedir. Çıkış devreleri, yüke göre harici
koruma bağlantılarına sahip olmalıdır. Bu koruma bağlantıları, devreleri aşırı
yüklenmeye ve diğer elektriksel hatalara karşı korur, bu da Programlanabilir
Mantıksal Denetleyicinin ve genel olarak sistemin güvenliğini artırır.
PLC'nin giriş ve çıkış devreleri,
elektriksel hatalara karşı kontrolörü korumalıdır. Bu, sistemin uzun ömürlü
olmasını ve arızalardan kaynaklanabilecek kesintilerin en aza indirilmesini
sağlar. Ayrıca, PLC'nin analog/dijital çeviriciler ve PID modülleri gibi ek
bileşenlerle birlikte çalışabilmesi, sistemin esnekliği ve işlevselliği
açısından büyük bir avantaj sağlar.
Sonuç olarak, kontrol
sistemlerinde giriş ve çıkış cihazları ile kontrolör arasındaki uyumun
sağlanması, sistemin verimli ve güvenilir bir şekilde çalışması için temel bir
gereksinimdir. Bu uyumun sağlanması, doğru dönüştürücülerin kullanılması,
empedans uygunluğunun sağlanması, yeterli güç kaynağının temin edilmesi ve
gerekli koruma önlemlerinin alınması gibi çeşitli faktörlerin dikkatlice
yönetilmesini gerektirir. Bu şekilde tasarlanmış bir sistem hem performans hem
de güvenlik açısından yüksek standartları karşılayacaktır.
Programlama İmkanları
Kontrolörün programlama dilinin
sadeliği ve anlaşılabilirliği, teknik personelin bu sistemi kullanabilmesini
büyük ölçüde kolaylaştırır. Kolay anlaşılır ve sade bir programlama dili,
programlama sürecini hızlandırır ve hata yapma olasılığını azaltır. Ayrıca,
kontrolörde yazılabilecek maksimum komut sayısı, programlama esnekliğini
doğrudan etkiler. Komut sayısının fazlalığı, kontrolörün daha karmaşık ve
detaylı işlemleri gerçekleştirebilmesine olanak tanır ve bu, kontrolörün RAM
bellek kapasitesi ile ilişkilidir.
Programlanabilir kontrolör
programları genellikle 1000 komuttan az olur, hatta ortalama olarak 500 adım
veya daha kısa uzunluktadır. Ancak, bu sınırlı adım sayısı bile çoğu
endüstriyel uygulama için yeterli olur. Bununla birlikte, bazı sistemlerde
ortaya çıkan belirli problemlerin çözümü için özel fonksiyonlara sahip röleler
gerekebilir. Örneğin, zamanlayıcı (timer) ve sayıcı (counter) gibi fonksiyonel
röleler, birçok uygulamada kritik rol oynar. Bu tür rölelerin sayısının fazla
olması, kontrolörün farklı ihtiyaçlara daha esnek bir şekilde yanıt
verebilmesini sağlar ve bu nedenle her zaman tercih edilir.
PLC'nin ana mikroişlemcisinin
gelişmişliği de programlama olanaklarını etkileyen önemli bir faktördür.
Mikroişlemcinin bit sayısı, adres ve veri yolu sayısı, işlem hızı gibi
özellikleri, kontrolörün genel performansını ve yeteneklerini belirler.
Gelişmiş bir mikroişlemci, daha hızlı işlem yapabilme kapasitesine sahip olduğu
gibi, daha büyük ve karmaşık programları destekleyebilir. Bu da kontrol
sisteminin daha verimli ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlar.
Özetlemek gerekirse, bir
kontrolörün programlama dilinin sadeliği, yazılabilecek maksimum komut sayısı
ve mikroişlemcisinin gelişmişliği, kontrol sisteminin performansını ve kullanım
kolaylığını belirleyen başlıca unsurlardır. Teknik personelin bu sistemleri
etkin bir şekilde kullanabilmesi, doğru ve verimli bir programlama ile mümkün
olur. Bu nedenle, kontrolör seçiminde bu özelliklerin dikkatlice
değerlendirilmesi hem verimlilik hem de güvenilirlik açısından büyük önem
taşır.
Çalışma Hızı
Hız, bir kontrol sisteminden
aranan en temel niteliklerden biridir. Özellikle endüstriyel otomasyon
uygulamalarında, sistemin hızlı ve doğru bir şekilde tepki verebilmesi kritik
öneme sahiptir. Bir Programlanabilir
Lojik Kontrolör için çalışma hızı, algılanan değişimlere yanıt vermek
için geçen süreyi temsil eder. Bu süreçte, Programlanabilir Lojik Kontrolörün aldığı sinyalleri
işleyip uygun çıktıları üretmesi gerekir.
Ancak burada asıl ayırt edici
nitelik tarama zamanıdır. Tarama zamanı, Programlanabilir Lojik Kontrolörün tüm giriş ve çıkışları
okuması, mevcut programı çalıştırması ve ardından çıktıları güncellemesi için
geçen süredir. Tarama zamanı ne kadar kısa olursa, PLC'nin çalışma hızı o kadar
artar. Kısaca, tarama hızının azalması, sistemin daha hızlı çalışmasına olanak
tanır.
Tarama süresi, bir PLC'nin
performansını belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Bu süreyi etkileyen
birçok etmen vardır. Örneğin, programın uzunluğu ve karmaşıklığı, kullanılan
komutların türü, sistemdeki giriş ve çıkış sayısı gibi faktörler tarama süresini
doğrudan etkiler. Daha kısa ve optimize edilmiş bir program, daha hızlı bir
tarama süresi sağlayarak sistemin genel hızını artırır.
Tarama süresinin kısa olması,
sistemin anlık değişimlere daha hızlı tepki vermesini sağlar. Bu durum,
özellikle yüksek hızda çalışan üretim hatları veya hassas kontrol gerektiren
uygulamalarda büyük önem taşır. Örneğin, bir üretim hattında, ürünlerin hızlı
bir şekilde işlenmesi gerekiyorsa, PLC'nin tarama süresi mümkün olduğunca kısa
olmalıdır. Aynı şekilde, hassas kontrol gerektiren uygulamalarda, anlık
değişimlere hızlı tepki verebilme yeteneği, ürün kalitesini ve sistem
verimliliğini artırır.
Diğer yandan, tarama süresinin çok
uzun olması, sistemin yavaş tepki vermesine ve dolayısıyla verimliliğin
düşmesine yol açabilir. Bu, özellikle hızlı karar verme gerektiren
uygulamalarda kabul edilemez. Ayrıca, tarama süresi ne kadar kısa olursa,
PLC'nin anlık değişimlere olan duyarlılığı o kadar yüksek olur ve bu da
sistemin genel güvenilirliğini artırır.
Sonuç olarak, bir PLC'nin çalışma
hızının belirlenmesinde en kritik faktörlerden biri tarama zamanıdır. Tarama
süresinin kısa olması, sistemin hızlı ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlar.
Bu nedenle, kontrol sistemleri tasarlanırken ve PLC seçimi yapılırken tarama
süresi gibi performans kriterlerine dikkat edilmesi büyük önem taşır. Kısa
tarama süreleri, hızlı ve güvenilir sistemlerin oluşturulmasında temel bir rol
oynar.
Modülerlik, bir Programlanabilir
Mantık Denetleyicisi sisteminin giriş/çıkış sayısının artırılması ve genel
olarak sistemin genişletilmesi açısından sürekli bir avantaj sağlar. Modüllerin
kolayca eklenebilir olması, kullanıcıların sistemlerini ihtiyaçlarına göre
kolayca uyarlayabilmelerine ve genişletebilmelerine olanak tanır. Bu esneklik,
özellikle büyüyen ve değişen üretim ortamlarında büyük önem taşır.
Programlanabilir Lojik Kontrolörlerin birbirleriyle
iletişim kurabilme yeteneği, modern otomasyon sistemlerinin vazgeçilmez bir
özelliği olmalıdır. PLC'lerin iletişim yetenekleri, farklı kontrol ünitelerinin
ve bilgi işlem cihazlarının tek bir merkezden yönetilmesini mümkün kılar. Bu,
tüm sistemin daha verimli ve koordine bir şekilde çalışmasını sağlar. Özellikle
büyük ölçekli endüstriyel uygulamalarda, merkezi yönetim ve denetim,
operasyonel verimliliği artırır ve hata riskini azaltır.
Ayrıca, seçilen PLC modelinin ve
içindeki program özelliklerinin yeni nesil modellerle entegrasyon yetenekleri
de göz önünde bulundurulmalıdır. Endüstriyel otomasyon teknolojileri hızla
geliştiği için, eski ve yeni sistemlerin uyum içinde çalışabilmesi büyük bir
avantajdır. Bu, kullanıcıların mevcut sistemlerini tamamen değiştirmek zorunda
kalmadan yeni teknolojileri entegre edebilmelerine olanak tanır. Eski
sistemlerin yeni sistemlerle sorunsuz bir şekilde çalışabilmesi, yatırım
maliyetlerini düşürür ve işletme sürekliliğini sağlar.
Modüler ve genişletilebilir yapıya
sahip PLC sistemleri, esneklik ve ölçeklenebilirlik açısından üstünlük sağlar.
Farklı modüller eklenerek sistemin giriş/çıkış kapasitesi artırılabilir ve
böylece sistem, farklı uygulama ihtiyaçlarına uygun hale getirilebilir. Ayrıca,
Programlanabilir Lojik Kontrolörün
birbirleriyle ve merkezi kontrol üniteleriyle iletişim kurabilmesi, kompleks
sistemlerin etkin bir şekilde yönetilmesini mümkün kılar. Bu da üretim
süreçlerinin optimizasyonuna ve genel verimliliğin artırılmasına katkı sağlar.
Sonuç olarak, bir PLC sisteminin
modüler yapıda olması, birbirleriyle iletişim kurabilme yeteneği ve farklı
modellerle entegrasyon imkanları sunması, modern endüstriyel otomasyon
uygulamalarında kritik öneme sahiptir. Bu özellikler, sistemlerin daha esnek,
ölçeklenebilir ve yönetilebilir olmasını sağlar. Bu nedenle, PLC seçimi
yaparken bu faktörler dikkate alınmalı ve uzun vadeli kullanım için en uygun
çözümler tercih edilmelidir.
Hangi İmalatçı
Genellikle endüstriyel sektörde
faaliyet gösteren teknik uzmanlar, genellikle belirli bir veya iki imalatçının
PLC ürünleriyle çalışmaya yönelimlidirler. Bu eğilimin birçok nedeni
bulunmaktadır. İlk olarak, belirli bir imalatçının ürünlerine aşina olmak,
teknik elemanların sistemleri daha hızlı ve verimli bir şekilde kurup
yönetmelerine olanak tanır. Eğitim ve deneyim yoluyla edinilen uzmanlık, bu
teknik elemanların karmaşık sorunları daha hızlı çözebilmesine ve sistem
arızalarını daha etkili bir şekilde giderebilmesine yardımcı olur.
Bir veya iki imalatçının PLC'si
ile çalışmak, teknik destek ve bakım hizmetleri açısından da avantaj sağlar.
İmalatçılar, kendi ürünlerini en iyi şekilde tanıdıkları için, bu ürünlerle
ilgili destek ve yedek parça temini daha hızlı ve güvenilir olabilir. Ayrıca,
imalatçılar genellikle kendi ürünlerine özgü eğitim programları ve teknik
dokümantasyon sunarlar, bu da teknik personelin bilgi ve becerilerini artırır.
Müşterilere en iyi çözümü sunmak
amacıyla, teknik elemanlar genellikle en iyi performansı ve güvenilirliği
sağlayan bir veya iki PLC modelini teklif ederler. Bu modeller, geniş bir
yelpazedeki endüstriyel uygulamalara uygunlukları, dayanıklılıkları ve kullanıcı
dostu arayüzleri ile öne çıkar. Ayrıca, bu PLC'lerin yazılım ve donanım
özellikleri, çeşitli endüstriyel gereksinimleri karşılayacak şekilde
tasarlanmıştır. Teknik elemanlar, bu özelliklerin müşterilerin ihtiyaçlarına en
iyi şekilde yanıt vereceğini bilirler.
Teknik elemanların belirli
imalatçılara bağlı kalmaları, aynı zamanda maliyet etkinliği açısından da
avantajlı olabilir. Bir veya iki imalatçı ile uzun süreli ilişkiler kurmak,
daha iyi fiyatlar, hızlı teslimat süreleri ve özel destek hizmetleri gibi faydalar
sağlayabilir. Ayrıca, yedek parça ve aksesuar temini de daha kolay ve hızlı
olabilir, bu da sistemlerin kesintisiz çalışmasını sağlar.
Müşterilere sunulan önerilerde,
teknik elemanlar genellikle kendi tecrübeleri ve sektörün en iyi uygulamalarına
dayanarak karar verirler. Bir veya iki güvenilir imalatçının PLC'lerini tercih
etmek, projelerin zamanında ve bütçeye uygun bir şekilde tamamlanmasına
yardımcı olur. Aynı zamanda, bu PLC'lerin güvenilirliği ve performansı, müşteri
memnuniyetini artırır ve uzun vadeli iş ilişkilerini güçlendirir.
PLC seçiminde aşağıdaki faktörlere
dikkat etmek önemlidir:
ü
Kullanıcı desteği: Kullanıcı, tasarım
sürecinde yardım alabilir mi?
ü
Pazar payı: İmalatçının sektördeki pazar
payı nedir?
ü
Eğitim imkanları: İmalatçı, kullanıcı
ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde PLC eğitimi verebiliyor mu?
ü
Dokümantasyon: Tüm gerekli yardımcı el
kitapları mevcut mu?
ü
Uyumluluk: Aynı veya farklı imalatçının
diğer PLC modelleri ile sistem uyumlu mu?
ü
Programlama yöntemi: Kullanılan
programlama yöntemi, uygulama için belirlenen kontrol planına uygun mu?
ü
Teknik destek: İhtiyaç anında hızlı
teknik destek sağlanabiliyor mu?
ü
Yedek parça ve servis garantisi: Garanti
kapsamı dışında yedek parça ve servis garantisi sunuluyor mu?
Maliyet
Maliyet, Programlanabilir Mantık
Denetleyicisi seçimi sürecinde dikkate alınması gereken en önemli faktörlerden
biridir. Bu cihazlar arasında önemli fiyat farklılıkları bulunabilir ve bu
farklar, kullanılan teknolojinin seviyesi, markanın itibarı, donanım
özellikleri ve yazılım yetenekleri gibi çeşitli etmenlere bağlı olarak değişir.
Bu nedenle, işletme ekonomisi açısından PLC'ler için ayrılan bütçenin maliyeti
karşılayabilecek düzeyde olması gerekir.
Bir PLC'nin maliyeti sadece
başlangıçtaki satın alma fiyatı ile sınırlı değildir. Uzun vadeli maliyetler de
göz önünde bulundurulmalıdır. Bu maliyetler arasında kurulum, bakım, enerji
tüketimi ve yedek parça temini gibi unsurlar bulunur.
İşletme bütçesi oluşturulurken, Programlanabilir Mantıksal Denetleyicilerin sağlayacağı
faydalar ve potansiyel maliyet tasarrufları da dikkate alınmalıdır. Yüksek
kaliteli bir Programlanabilir
Mantıksal Denetleyicinin daha az arıza yapma olasılığı, bakım ve onarım
masraflarını azaltarak işletme ekonomisine olumlu katkıda bulunduğu göz ardı
edilmemelidir.
Maliyet analizi yaparken, PLC'nin
gelecekteki genişleme ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamayacağı da
değerlendirilmeli. Modüler yapıya sahip PLC'ler, ek giriş/çıkış modülleri veya
diğer ek bileşenlerle kolayca genişletilebilir. Bu esneklik, başlangıçta daha
yüksek bir maliyet anlamına gelebilir, ancak uzun vadede genişleme
maliyetlerini minimize edebilir ve sistemin değişen gereksinimlere hızlıca uyum
sağlamasına olanak tanır.
Sonuç olarak, bir PLC'nin
maliyetini değerlendirirken, sadece başlangıçtaki satın alma fiyatına değil,
aynı zamanda işletme süresince ortaya çıkacak tüm maliyetlere ve sağlayacağı
faydalara da dikkat edilmelidir. İşletme ekonomisi için ayrılan bütçenin, Programlanabilir Mantıksal Denetleyicinin
toplam maliyetini ve uzun vadeli değerini karşılayabilecek düzeyde olması
gerekmektedir. Bu yaklaşım hem ekonomik hem de verimli bir otomasyon sistemi
kurulmasına yardımcı olacaktır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
PLC Nedir?
PLC, fabrikalarda üretim hatlarının ve makinelerin
kontrolünü sağlamak için kullanılan bir otomasyon cihazıdır. Kısaca,
endüstriyel süreçlerin verimli ve güvenilir bir şekilde yönetilmesine yardımcı
olan bir kontrol ünitesidir.
PLC Neden Tercih Edilir?
Programmable Logic Controller,
endüstriyel otomasyon süreçlerinde birçok avantaj sundukları için tercih
edilirler. İşte PLC'lerin tercih edilme nedenleri:
1. Güvenilirlik ve Dayanıklılık
Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler, zorlu
endüstriyel ortamlarda çalışmak üzere tasarlanmıştır. Toz, nem, titreşim ve
sıcaklık değişimleri gibi olumsuz koşullara karşı dayanıklıdırlar.
2. Esneklik ve
Ölçeklenebilirlik
Programlanabilir Lojik Kontrolörler, farklı
uygulamalar ve ihtiyaçlar için kolayca yapılandırılabilir ve genişletilebilir.
Modüler yapıları sayesinde giriş/çıkış modülleri, iletişim modülleri ve özel
fonksiyon modülleri eklenerek sistem genişletilebilir.
3. Kullanım Kolaylığı
PLC programlama yazılımları,
kullanıcı dostu arayüzlere ve çeşitli programlama dillerine sahiptir. Bu,
mühendislerin ve teknisyenlerin hızlı ve verimli bir şekilde program yazmasını
ve hata ayıklamasını sağlar.
4. Hızlı Tepki Süresi
Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler, yüksek
hızlı işlemcileri sayesinde giriş sinyallerine hızlı bir şekilde tepki
verebilir ve anlık kontrol gerektiren uygulamalarda üstün performans sağlar.
5. Entegre İletişim
Protokolleri
Programlanabilir Lojik Kontrolörler, Ethernet,
Profibus, Modbus gibi çeşitli endüstriyel iletişim protokollerini destekler.
Bu, diğer otomasyon cihazları ve sistemleriyle kolay entegrasyon sağlar.
6. Bakım ve Sorun Giderme
Kolaylığı
Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler, kapsamlı
hata ayıklama ve izleme araçları sunar. Bu, bakım ve onarım işlemlerini
kolaylaştırır ve sistem duruş sürelerini minimize eder.
7. Uzun Ömür ve Düşük Maliyet
Programlanabilir Lojik Kontrolörler, uzun ömürlü ve
dayanıklı bileşenlerden yapılmıştır, bu da bakım maliyetlerini düşürür ve
sistemin genel maliyet etkinliğini artırır.
8. Program Saklama ve Yedekleme
Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler,
programların ve verilerin güvenli bir şekilde saklanmasını ve yedeklenmesini
sağlar. Bu, sistem arızaları durumunda veri kaybını önler ve iş sürekliliğini
destekler.
9. Standartlaştırma ve
Uyumluluk
Programlanabilir Lojik Kontrolörler, uluslararası
standartlara uygun olarak üretilir ve farklı üreticilerin cihazları arasında
uyumluluk sağlar. Bu, sistem entegrasyonu ve yükseltme işlemlerini
kolaylaştırır.
10. Geniş Uygulama Alanı
Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler, üretim
hatları, enerji yönetimi, bina otomasyonu, su ve atık su yönetimi gibi çeşitli
endüstriyel uygulamalarda kullanılabilir. Bu çok yönlülük, PLC'leri endüstriyel
otomasyonun vazgeçilmez bir parçası haline getirir.
Tüm bu avantajlar, PLC'leri
endüstriyel otomasyon sistemlerinde güvenilir, esnek ve maliyet etkin bir çözüm
haline getirir. Bu nedenle, birçok endüstri profesyoneli ve mühendis, otomasyon
projelerinde PLC'leri tercih etmektedir.
ADS Mühendislik, geniş stok kapasitesi, deneyimli mühendis ekibi,
uzman teknik desteği ve kapsamlı satış sonrası hizmetleriyle ABB’nin
lider partneridir. ABB PLC ve Otomasyon ürünleri ile size özel çözümler sunarak, iş
süreçlerinizi optimize eder ve verimliliğinizi artırır.
PLC kullanım amaçları
hakkında hazırlamış olduğumuz içeriğimize “PLC Ne Amaçla Kullanılır?” yazımıza
tıklayarak okuyabilirsiniz.