ABB Türkiye Resmi Partneri
background

PLC Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

IcQ6po-plc-seciminde-dikkat-edilecek-hususlar.jpg
PLC Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir? 22.07.2024

PLC Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

PLC Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar" başlıklı blog yazımızda, endüstriyel otomasyon süreçlerinde PLC seçerken nelere dikkat etmeniz gerektiğini ele alıyoruz. Yazımızda, Programlanabilir Mantıksal Denetleyicilerin ne olduğundan ve nasıl çalıştığından bahsediyor, doğru seçimi yapabilmeniz için nelere odaklanmanız gerektiğini açıklıyoruz. Hangi kriterlerin seçimde belirleyici olduğunu ve uygun Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciyi seçerken nelere dikkat etmeniz gerektiğini anlatıyoruz. Verimlilik ve maliyet optimizasyonu açısından doğru seçimin önemini vurguluyoruz. Okuyucularımızı, sistemlerinin ihtiyaçlarını analiz etmeye ve doğru Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciyi seçmeye teşvik ediyoruz. Bu blog yazısını okuyarak, endüstriyel otomasyon süreçlerinizde doğru kararları vermek için gerekli bilgiye sahip olabilirsiniz.

PLC Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?

PLC seçiminde dikkat edilecek hususlar kısaca şu şekildedir:

·       Giriş/Çıkış Sayısı

·       Giriş/Çıkış Tipleri

·       Programlama İmkanları

·       Çalışma Hızı

·       Sistem Genişlemesi ve İletişim

·       Hangi İmalatçı

·       Maliyet

olarak ifade edebiliriz. Şimdi her bir hususu detaylı bir şekilde açıklayacağız. Hazırsanız başlayalım!

Giriş/Çıkış Sayısı

Kontrol sistemlerindeki işleyişi yönlendiren giriş cihazları ve kontrol edilen komponentlerin sayısı genellikle sabittir. Bu cihazların PLC ile etkili bir şekilde bağlanabilmesi için, kontrolörün yeterli sayıda giriş ve çıkış bağlantı noktasına sahip olması gerekmektedir. Bununla birlikte, kontrol sisteminin dışarıdan takip edilmesini sağlayan aygıtların- örneğin sinyal lambaları, alarm cihazları gibi- sisteme entegre edilmesi önemlidir. Bu aygıtlar, sistemin çalışma durumunu izlemek ve gerektiğinde müdahale etmek için kritik öneme sahiptir.

 

Her kontrol sistemi farklı gereksinimlere sahip olabilir, bu nedenle aygıt bağlantıları, özel sistem gereksinimlerine uygun olarak yapılandırılmalıdır. Örneğin, belirli bir endüstriyel işlemde kullanılacak olan kontrol sistemi, özel sensörler veya aktüatörlere ihtiyaç duyabilir. Bu durumda, Programlanabilir Mantıksal Denetleyicinin bu özel gereksinimlere yanıt verebilecek şekilde tasarlanmış olması önemlidir.

 

Kontrol sistemlerinin başarılı bir şekilde çalışabilmesi için, giriş cihazları, çıkışlar ve diğer bağlantı noktaları arasındaki uyum ve entegrasyonun sağlanması kritiktir. Bu, sistem performansını artırmak ve istenmeyen durumları en aza indirmek için gereklidir. Dolayısıyla, kontrol sistemi tasarımı ve PLC seçimi aşamasında bu faktörlerin dikkate alınması, sistemin verimli ve güvenilir bir şekilde çalışmasını sağlayacaktır.

 

Giriş/Çıkış Tipleri

Giriş ve çıkış cihazları ile kontrolör arasındaki elektriksel uyum, etkili bir kontrol sistemi için hayati öneme sahiptir. Büyük güçlü anahtarların bulunduğu sistemlerde, temas noktalarında oluşabilecek temas dirençleri ve titreşimlerin olumsuz etkilerini en aza indirmek için özel önlemler alınmalıdır. Giriş cihazları elektriksel sinyal gönderdiğinde, bu sinyalin ister AC ister DC olsun, gerekli dönüştürücülerle uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Bu uyum, sistemin güvenilirliği ve verimliliği açısından kritik bir rol oynar.

 

Özel giriş tiplerinin gerekli olduğu durumlarda, bu gereksinimlerin de sisteme entegre edilmesi önemlidir. Giriş ve çıkış tipleri, kullanılan cihazlara ve bu cihazların çalıştığı enerji kaynaklarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Bazı cihazlar, kontrol edilmeleri için röleli çıkışlar kullanırken, diğerleri ise triyak veya transistör çıkışları ile kontrol edilir. (Transistör çıkışlı PLC’ler daha hızlı reaksiyon verir.) Bu nedenle, kontrolörün bu farklı çıkış tiplerini destekleyebilmesi, sistemin esnekliği ve uyumluluğu açısından önemlidir.

 

Giriş cihazlarının empedansı, PLC giriş devresinin açma/kapama akımıyla uyumlu olmalıdır. Bu, cihazların doğru bir şekilde çalışabilmesi ve sinyalin güvenilir bir şekilde iletilmesi için gereklidir. Ayrıca, güç kaynağının çalışma gerilimi altında, çıkış devrelerine yeterli akım sağlayabilmesi gerekmektedir. Çıkış devreleri, yüke göre harici koruma bağlantılarına sahip olmalıdır. Bu koruma bağlantıları, devreleri aşırı yüklenmeye ve diğer elektriksel hatalara karşı korur, bu da Programlanabilir Mantıksal Denetleyicinin ve genel olarak sistemin güvenliğini artırır.

 

PLC'nin giriş ve çıkış devreleri, elektriksel hatalara karşı kontrolörü korumalıdır. Bu, sistemin uzun ömürlü olmasını ve arızalardan kaynaklanabilecek kesintilerin en aza indirilmesini sağlar. Ayrıca, PLC'nin analog/dijital çeviriciler ve PID modülleri gibi ek bileşenlerle birlikte çalışabilmesi, sistemin esnekliği ve işlevselliği açısından büyük bir avantaj sağlar.

 

Sonuç olarak, kontrol sistemlerinde giriş ve çıkış cihazları ile kontrolör arasındaki uyumun sağlanması, sistemin verimli ve güvenilir bir şekilde çalışması için temel bir gereksinimdir. Bu uyumun sağlanması, doğru dönüştürücülerin kullanılması, empedans uygunluğunun sağlanması, yeterli güç kaynağının temin edilmesi ve gerekli koruma önlemlerinin alınması gibi çeşitli faktörlerin dikkatlice yönetilmesini gerektirir. Bu şekilde tasarlanmış bir sistem hem performans hem de güvenlik açısından yüksek standartları karşılayacaktır.

 

Programlama İmkanları

Kontrolörün programlama dilinin sadeliği ve anlaşılabilirliği, teknik personelin bu sistemi kullanabilmesini büyük ölçüde kolaylaştırır. Kolay anlaşılır ve sade bir programlama dili, programlama sürecini hızlandırır ve hata yapma olasılığını azaltır. Ayrıca, kontrolörde yazılabilecek maksimum komut sayısı, programlama esnekliğini doğrudan etkiler. Komut sayısının fazlalığı, kontrolörün daha karmaşık ve detaylı işlemleri gerçekleştirebilmesine olanak tanır ve bu, kontrolörün RAM bellek kapasitesi ile ilişkilidir.

 

Programlanabilir kontrolör programları genellikle 1000 komuttan az olur, hatta ortalama olarak 500 adım veya daha kısa uzunluktadır. Ancak, bu sınırlı adım sayısı bile çoğu endüstriyel uygulama için yeterli olur. Bununla birlikte, bazı sistemlerde ortaya çıkan belirli problemlerin çözümü için özel fonksiyonlara sahip röleler gerekebilir. Örneğin, zamanlayıcı (timer) ve sayıcı (counter) gibi fonksiyonel röleler, birçok uygulamada kritik rol oynar. Bu tür rölelerin sayısının fazla olması, kontrolörün farklı ihtiyaçlara daha esnek bir şekilde yanıt verebilmesini sağlar ve bu nedenle her zaman tercih edilir.

 

PLC'nin ana mikroişlemcisinin gelişmişliği de programlama olanaklarını etkileyen önemli bir faktördür. Mikroişlemcinin bit sayısı, adres ve veri yolu sayısı, işlem hızı gibi özellikleri, kontrolörün genel performansını ve yeteneklerini belirler. Gelişmiş bir mikroişlemci, daha hızlı işlem yapabilme kapasitesine sahip olduğu gibi, daha büyük ve karmaşık programları destekleyebilir. Bu da kontrol sisteminin daha verimli ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlar.

 

Özetlemek gerekirse, bir kontrolörün programlama dilinin sadeliği, yazılabilecek maksimum komut sayısı ve mikroişlemcisinin gelişmişliği, kontrol sisteminin performansını ve kullanım kolaylığını belirleyen başlıca unsurlardır. Teknik personelin bu sistemleri etkin bir şekilde kullanabilmesi, doğru ve verimli bir programlama ile mümkün olur. Bu nedenle, kontrolör seçiminde bu özelliklerin dikkatlice değerlendirilmesi hem verimlilik hem de güvenilirlik açısından büyük önem taşır.

 

Çalışma Hızı

Hız, bir kontrol sisteminden aranan en temel niteliklerden biridir. Özellikle endüstriyel otomasyon uygulamalarında, sistemin hızlı ve doğru bir şekilde tepki verebilmesi kritik öneme sahiptir. Bir Programlanabilir Lojik Kontrolör için çalışma hızı, algılanan değişimlere yanıt vermek için geçen süreyi temsil eder. Bu süreçte, Programlanabilir Lojik Kontrolörün aldığı sinyalleri işleyip uygun çıktıları üretmesi gerekir.

 

Ancak burada asıl ayırt edici nitelik tarama zamanıdır. Tarama zamanı, Programlanabilir Lojik Kontrolörün tüm giriş ve çıkışları okuması, mevcut programı çalıştırması ve ardından çıktıları güncellemesi için geçen süredir. Tarama zamanı ne kadar kısa olursa, PLC'nin çalışma hızı o kadar artar. Kısaca, tarama hızının azalması, sistemin daha hızlı çalışmasına olanak tanır.

 

Tarama süresi, bir PLC'nin performansını belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Bu süreyi etkileyen birçok etmen vardır. Örneğin, programın uzunluğu ve karmaşıklığı, kullanılan komutların türü, sistemdeki giriş ve çıkış sayısı gibi faktörler tarama süresini doğrudan etkiler. Daha kısa ve optimize edilmiş bir program, daha hızlı bir tarama süresi sağlayarak sistemin genel hızını artırır.

 

Tarama süresinin kısa olması, sistemin anlık değişimlere daha hızlı tepki vermesini sağlar. Bu durum, özellikle yüksek hızda çalışan üretim hatları veya hassas kontrol gerektiren uygulamalarda büyük önem taşır. Örneğin, bir üretim hattında, ürünlerin hızlı bir şekilde işlenmesi gerekiyorsa, PLC'nin tarama süresi mümkün olduğunca kısa olmalıdır. Aynı şekilde, hassas kontrol gerektiren uygulamalarda, anlık değişimlere hızlı tepki verebilme yeteneği, ürün kalitesini ve sistem verimliliğini artırır.

 

Diğer yandan, tarama süresinin çok uzun olması, sistemin yavaş tepki vermesine ve dolayısıyla verimliliğin düşmesine yol açabilir. Bu, özellikle hızlı karar verme gerektiren uygulamalarda kabul edilemez. Ayrıca, tarama süresi ne kadar kısa olursa, PLC'nin anlık değişimlere olan duyarlılığı o kadar yüksek olur ve bu da sistemin genel güvenilirliğini artırır.

 

Sonuç olarak, bir PLC'nin çalışma hızının belirlenmesinde en kritik faktörlerden biri tarama zamanıdır. Tarama süresinin kısa olması, sistemin hızlı ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlar. Bu nedenle, kontrol sistemleri tasarlanırken ve PLC seçimi yapılırken tarama süresi gibi performans kriterlerine dikkat edilmesi büyük önem taşır. Kısa tarama süreleri, hızlı ve güvenilir sistemlerin oluşturulmasında temel bir rol oynar.

 

Sistem Genişlemesi ve İletişim

Modülerlik, bir Programlanabilir Mantık Denetleyicisi sisteminin giriş/çıkış sayısının artırılması ve genel olarak sistemin genişletilmesi açısından sürekli bir avantaj sağlar. Modüllerin kolayca eklenebilir olması, kullanıcıların sistemlerini ihtiyaçlarına göre kolayca uyarlayabilmelerine ve genişletebilmelerine olanak tanır. Bu esneklik, özellikle büyüyen ve değişen üretim ortamlarında büyük önem taşır.

 

Programlanabilir Lojik Kontrolörlerin birbirleriyle iletişim kurabilme yeteneği, modern otomasyon sistemlerinin vazgeçilmez bir özelliği olmalıdır. PLC'lerin iletişim yetenekleri, farklı kontrol ünitelerinin ve bilgi işlem cihazlarının tek bir merkezden yönetilmesini mümkün kılar. Bu, tüm sistemin daha verimli ve koordine bir şekilde çalışmasını sağlar. Özellikle büyük ölçekli endüstriyel uygulamalarda, merkezi yönetim ve denetim, operasyonel verimliliği artırır ve hata riskini azaltır.

 

Ayrıca, seçilen PLC modelinin ve içindeki program özelliklerinin yeni nesil modellerle entegrasyon yetenekleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Endüstriyel otomasyon teknolojileri hızla geliştiği için, eski ve yeni sistemlerin uyum içinde çalışabilmesi büyük bir avantajdır. Bu, kullanıcıların mevcut sistemlerini tamamen değiştirmek zorunda kalmadan yeni teknolojileri entegre edebilmelerine olanak tanır. Eski sistemlerin yeni sistemlerle sorunsuz bir şekilde çalışabilmesi, yatırım maliyetlerini düşürür ve işletme sürekliliğini sağlar.

 

Modüler ve genişletilebilir yapıya sahip PLC sistemleri, esneklik ve ölçeklenebilirlik açısından üstünlük sağlar. Farklı modüller eklenerek sistemin giriş/çıkış kapasitesi artırılabilir ve böylece sistem, farklı uygulama ihtiyaçlarına uygun hale getirilebilir. Ayrıca, Programlanabilir Lojik Kontrolörün birbirleriyle ve merkezi kontrol üniteleriyle iletişim kurabilmesi, kompleks sistemlerin etkin bir şekilde yönetilmesini mümkün kılar. Bu da üretim süreçlerinin optimizasyonuna ve genel verimliliğin artırılmasına katkı sağlar.

 

Sonuç olarak, bir PLC sisteminin modüler yapıda olması, birbirleriyle iletişim kurabilme yeteneği ve farklı modellerle entegrasyon imkanları sunması, modern endüstriyel otomasyon uygulamalarında kritik öneme sahiptir. Bu özellikler, sistemlerin daha esnek, ölçeklenebilir ve yönetilebilir olmasını sağlar. Bu nedenle, PLC seçimi yaparken bu faktörler dikkate alınmalı ve uzun vadeli kullanım için en uygun çözümler tercih edilmelidir.

Hangi İmalatçı

Genellikle endüstriyel sektörde faaliyet gösteren teknik uzmanlar, genellikle belirli bir veya iki imalatçının PLC ürünleriyle çalışmaya yönelimlidirler. Bu eğilimin birçok nedeni bulunmaktadır. İlk olarak, belirli bir imalatçının ürünlerine aşina olmak, teknik elemanların sistemleri daha hızlı ve verimli bir şekilde kurup yönetmelerine olanak tanır. Eğitim ve deneyim yoluyla edinilen uzmanlık, bu teknik elemanların karmaşık sorunları daha hızlı çözebilmesine ve sistem arızalarını daha etkili bir şekilde giderebilmesine yardımcı olur.

 

Bir veya iki imalatçının PLC'si ile çalışmak, teknik destek ve bakım hizmetleri açısından da avantaj sağlar. İmalatçılar, kendi ürünlerini en iyi şekilde tanıdıkları için, bu ürünlerle ilgili destek ve yedek parça temini daha hızlı ve güvenilir olabilir. Ayrıca, imalatçılar genellikle kendi ürünlerine özgü eğitim programları ve teknik dokümantasyon sunarlar, bu da teknik personelin bilgi ve becerilerini artırır.

 

Müşterilere en iyi çözümü sunmak amacıyla, teknik elemanlar genellikle en iyi performansı ve güvenilirliği sağlayan bir veya iki PLC modelini teklif ederler. Bu modeller, geniş bir yelpazedeki endüstriyel uygulamalara uygunlukları, dayanıklılıkları ve kullanıcı dostu arayüzleri ile öne çıkar. Ayrıca, bu PLC'lerin yazılım ve donanım özellikleri, çeşitli endüstriyel gereksinimleri karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Teknik elemanlar, bu özelliklerin müşterilerin ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt vereceğini bilirler.

 

Teknik elemanların belirli imalatçılara bağlı kalmaları, aynı zamanda maliyet etkinliği açısından da avantajlı olabilir. Bir veya iki imalatçı ile uzun süreli ilişkiler kurmak, daha iyi fiyatlar, hızlı teslimat süreleri ve özel destek hizmetleri gibi faydalar sağlayabilir. Ayrıca, yedek parça ve aksesuar temini de daha kolay ve hızlı olabilir, bu da sistemlerin kesintisiz çalışmasını sağlar.

 

Müşterilere sunulan önerilerde, teknik elemanlar genellikle kendi tecrübeleri ve sektörün en iyi uygulamalarına dayanarak karar verirler. Bir veya iki güvenilir imalatçının PLC'lerini tercih etmek, projelerin zamanında ve bütçeye uygun bir şekilde tamamlanmasına yardımcı olur. Aynı zamanda, bu PLC'lerin güvenilirliği ve performansı, müşteri memnuniyetini artırır ve uzun vadeli iş ilişkilerini güçlendirir.

 

PLC seçiminde aşağıdaki faktörlere dikkat etmek önemlidir:

 

ü  Kullanıcı desteği: Kullanıcı, tasarım sürecinde yardım alabilir mi?

ü  Pazar payı: İmalatçının sektördeki pazar payı nedir?

ü  Eğitim imkanları: İmalatçı, kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde PLC eğitimi verebiliyor mu?

ü  Dokümantasyon: Tüm gerekli yardımcı el kitapları mevcut mu?

ü  Uyumluluk: Aynı veya farklı imalatçının diğer PLC modelleri ile sistem uyumlu mu?

ü  Programlama yöntemi: Kullanılan programlama yöntemi, uygulama için belirlenen kontrol planına uygun mu?

ü  Teknik destek: İhtiyaç anında hızlı teknik destek sağlanabiliyor mu?

ü  Yedek parça ve servis garantisi: Garanti kapsamı dışında yedek parça ve servis garantisi sunuluyor mu?

 

Maliyet

Maliyet, Programlanabilir Mantık Denetleyicisi seçimi sürecinde dikkate alınması gereken en önemli faktörlerden biridir. Bu cihazlar arasında önemli fiyat farklılıkları bulunabilir ve bu farklar, kullanılan teknolojinin seviyesi, markanın itibarı, donanım özellikleri ve yazılım yetenekleri gibi çeşitli etmenlere bağlı olarak değişir. Bu nedenle, işletme ekonomisi açısından PLC'ler için ayrılan bütçenin maliyeti karşılayabilecek düzeyde olması gerekir.

 

Bir PLC'nin maliyeti sadece başlangıçtaki satın alma fiyatı ile sınırlı değildir. Uzun vadeli maliyetler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu maliyetler arasında kurulum, bakım, enerji tüketimi ve yedek parça temini gibi unsurlar bulunur.

 

İşletme bütçesi oluşturulurken, Programlanabilir Mantıksal Denetleyicilerin sağlayacağı faydalar ve potansiyel maliyet tasarrufları da dikkate alınmalıdır. Yüksek kaliteli bir Programlanabilir Mantıksal Denetleyicinin daha az arıza yapma olasılığı, bakım ve onarım masraflarını azaltarak işletme ekonomisine olumlu katkıda bulunduğu göz ardı edilmemelidir.

 

Maliyet analizi yaparken, PLC'nin gelecekteki genişleme ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamayacağı da değerlendirilmeli. Modüler yapıya sahip PLC'ler, ek giriş/çıkış modülleri veya diğer ek bileşenlerle kolayca genişletilebilir. Bu esneklik, başlangıçta daha yüksek bir maliyet anlamına gelebilir, ancak uzun vadede genişleme maliyetlerini minimize edebilir ve sistemin değişen gereksinimlere hızlıca uyum sağlamasına olanak tanır.

 

Sonuç olarak, bir PLC'nin maliyetini değerlendirirken, sadece başlangıçtaki satın alma fiyatına değil, aynı zamanda işletme süresince ortaya çıkacak tüm maliyetlere ve sağlayacağı faydalara da dikkat edilmelidir. İşletme ekonomisi için ayrılan bütçenin, Programlanabilir Mantıksal Denetleyicinin toplam maliyetini ve uzun vadeli değerini karşılayabilecek düzeyde olması gerekmektedir. Bu yaklaşım hem ekonomik hem de verimli bir otomasyon sistemi kurulmasına yardımcı olacaktır.

 

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

PLC Nedir?

PLC, fabrikalarda üretim hatlarının ve makinelerin kontrolünü sağlamak için kullanılan bir otomasyon cihazıdır. Kısaca, endüstriyel süreçlerin verimli ve güvenilir bir şekilde yönetilmesine yardımcı olan bir kontrol ünitesidir.

PLC Neden Tercih Edilir?

Programmable Logic Controller, endüstriyel otomasyon süreçlerinde birçok avantaj sundukları için tercih edilirler. İşte PLC'lerin tercih edilme nedenleri:

 

1. Güvenilirlik ve Dayanıklılık

Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler, zorlu endüstriyel ortamlarda çalışmak üzere tasarlanmıştır. Toz, nem, titreşim ve sıcaklık değişimleri gibi olumsuz koşullara karşı dayanıklıdırlar.

 

2. Esneklik ve Ölçeklenebilirlik

Programlanabilir Lojik Kontrolörler, farklı uygulamalar ve ihtiyaçlar için kolayca yapılandırılabilir ve genişletilebilir. Modüler yapıları sayesinde giriş/çıkış modülleri, iletişim modülleri ve özel fonksiyon modülleri eklenerek sistem genişletilebilir.

 

3. Kullanım Kolaylığı

PLC programlama yazılımları, kullanıcı dostu arayüzlere ve çeşitli programlama dillerine sahiptir. Bu, mühendislerin ve teknisyenlerin hızlı ve verimli bir şekilde program yazmasını ve hata ayıklamasını sağlar.

 

4. Hızlı Tepki Süresi

Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler, yüksek hızlı işlemcileri sayesinde giriş sinyallerine hızlı bir şekilde tepki verebilir ve anlık kontrol gerektiren uygulamalarda üstün performans sağlar.

 

5. Entegre İletişim Protokolleri

Programlanabilir Lojik Kontrolörler, Ethernet, Profibus, Modbus gibi çeşitli endüstriyel iletişim protokollerini destekler. Bu, diğer otomasyon cihazları ve sistemleriyle kolay entegrasyon sağlar.

 

6. Bakım ve Sorun Giderme Kolaylığı

Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler, kapsamlı hata ayıklama ve izleme araçları sunar. Bu, bakım ve onarım işlemlerini kolaylaştırır ve sistem duruş sürelerini minimize eder.

 

7. Uzun Ömür ve Düşük Maliyet

Programlanabilir Lojik Kontrolörler, uzun ömürlü ve dayanıklı bileşenlerden yapılmıştır, bu da bakım maliyetlerini düşürür ve sistemin genel maliyet etkinliğini artırır.

 

8. Program Saklama ve Yedekleme

Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler, programların ve verilerin güvenli bir şekilde saklanmasını ve yedeklenmesini sağlar. Bu, sistem arızaları durumunda veri kaybını önler ve iş sürekliliğini destekler.

 

9. Standartlaştırma ve Uyumluluk

Programlanabilir Lojik Kontrolörler, uluslararası standartlara uygun olarak üretilir ve farklı üreticilerin cihazları arasında uyumluluk sağlar. Bu, sistem entegrasyonu ve yükseltme işlemlerini kolaylaştırır.

 

10. Geniş Uygulama Alanı

Programlanabilir Mantıksal Denetleyiciler, üretim hatları, enerji yönetimi, bina otomasyonu, su ve atık su yönetimi gibi çeşitli endüstriyel uygulamalarda kullanılabilir. Bu çok yönlülük, PLC'leri endüstriyel otomasyonun vazgeçilmez bir parçası haline getirir.

 

Tüm bu avantajlar, PLC'leri endüstriyel otomasyon sistemlerinde güvenilir, esnek ve maliyet etkin bir çözüm haline getirir. Bu nedenle, birçok endüstri profesyoneli ve mühendis, otomasyon projelerinde PLC'leri tercih etmektedir.

 

ADS Mühendislik, geniş stok kapasitesi, deneyimli mühendis ekibi, uzman teknik desteği ve kapsamlı satış sonrası hizmetleriyle ABB’nin lider partneridir. ABB PLC ve Otomasyon ürünleri ile size özel çözümler sunarak, iş süreçlerinizi optimize eder ve verimliliğinizi artırır.

 

PLC kullanım amaçları hakkında hazırlamış olduğumuz içeriğimize “PLC Ne Amaçla Kullanılır?” yazımıza tıklayarak okuyabilirsiniz.

 

Hemen Teklif Al